Perşembe, Mart 07, 2013

İlk 2 İçin Atılması Gereken Bir Adımdı


Kazanılması gereken bir maçı çok rahat olmasa da kazanmayı bildi Anadolu Efes ve grupta ilk iki sırada bitirme mücadelesinde yer almaya devam etti. Maç gitti, geldi ve en önemlisi; sonunda gülen tarafın bizim olmamızdı.

Rakibin tur atlamak için şansı kalmamış –olsa bile zor- olması onların maça daha rahat bir kafayla konsantre olmasını sağladı. Böyle olunca da beklenmedik bir şut yüzdesiyle karşılaştık. Neredeyse yayın arkasından ne attılarsa girdi. 11/21 (%52,4) gibi akıl almaz bir üçlük yüzdesiyle oynadılar. Özellikle Dashaun Wood 6/10 üçlük yüzdesiyle her kırılma anında başrolü oynadı. Perdelerden çıkıp attığı üçlükleri hiç kaçırmadı. Başta Doğuş Balbay’la savunmayı deneyen Oktay Mahmuti daha sonra Sinan Güler’i bu ismi savunması için göreve çağırdı ancak bu iki isimde çok başarılı olamadı Wood karşısında.  İlk periyot 28-24 gibi Euroleague için oldukça yüksek bir skor ile temsilcimiz lehine bitti. Burada geçiş hücumlarının çok olması ve savunmanın bu yüzden bir türlü oturmaması en büyük etkendi.

O kadar hızlı bir basketbol oynandı ki, savunmalar yerleşemedi, sertlik bir türlü artamadı. Böyle olunca da zaten genelde bu tarz hücum eden Alba Berlin maçtan kopmadı, her hamleye cevap verebildi. Maçın büyük bölümünde iki ekip de seriler yakalasa da bunlar savunmaların yumuşak olmasından dolayı maçı koparmak için etkili olmadı. 

Üçüncü çeyreğe hızlı giren Alba Berlin arka arkaya sayılar bularak maça yeniden ortak oldu hatta öne geçmeyi başardı. Daha sonrasında Semih Erden’in her iki pota altında da etkili oyunuyla biz de maçın kopup gitmesine izin vermedik. Semih, konsantre olduğunda gerçekten bulunmaz bir oyuncu Avrupa için. Savunması ve hücumu etkili, fiziği gayet iyi ve boyuna, pozisyonuna göre çok iyi bir saha görüşüne, pas yeteneğine sahip. Ancak, ne derece odaklandığına gelirsek; 2-3 maçta 1 bu durumu görebiliyoruz. Bunu daha uzun sürelere yayabilirse NBA yolu yeniden açılır onun için ancak tersi durumda sorgulanmaya, yeteneğini kullanmadığı ve lakayt olduğu için eleştirilmeye fırsat vermiş olacak.

Semih Erden
Maçın son çeyreğinde, Anadolu Efes Jordan Farmar kozuyla maçı koparmasını bildi. Son dakikalarda, şut saatinde 4sn kalmışken attığı bir üçlük var ki Anadolu Efes’e hayat verdi. Ardından potaya hamle yapıp serbest atış çizgisine geldi ve 2/2 ile farkı artırmamızı sağladı. Aslında tam Farmar’lık bir maçtı çünkü “run-run” dediğimiz sürekli hızlı hücum temposunda oynandı maç. Kendisi o kadar atlet ve hızlı ki zaten Avrupa’da bir numara pozisyonunda o çevikliğe sahip kaç oyuncu var tartışılır.

Bir paragrafta Sinan Güler için açmak istiyorum. Benim en çok eleştirdiğim oyuncuların başında gelir Sinan çünkü çok potansiyelli ancak bunu kullanamıyor sahaya yansıtamıyor. Savunmada uzun kolları ve atletik yeteneğiyle her zaman kaliteli bir oyuncu olmuştur Sinan Güler. Ergin Ataman zamanında Beşiktaş’a gelip bu yönüyle parlayıp, Anadolu Efes’in dikkatini çekmedi mi zaten? Ancak şu şut işi onu çok bozuyor. Dünkü maçta 3. periyotun bitiminde attığı üçlükten sonra bu kadar çok sevinmesini başka bir şeye bağlayamayız herhalde. Ama "yiğidi öldür, hakkını yeme" demiş atalarımız, dün çok iyi bir maç çıkardı. 4/6 saha içi yüzdesiyle oynadı ve 2/3 üçlük attı. Savunmada Wood’u nispeten yavaşlattı. Umarım kendisi bu maçı iyi irdeler ve üzerine koyarak devam eder.

Anadolu Efes 8 galibiyet 2 mağlubiyetle, şu an için Real Madrid’in arkasında, CSKA Moskova’nın hemen önünde bulunuyor. Zaten Anadolu Efes’in son haftadaki Real Madrid maçına kadar kayıpsız gidip, R. Madrid ile liderlik için İspanya’da mücadele etmesi gerekiyor. Eğer ilk 2 de bitirebilirse grubu, bizim için Final 4 çok ama çok yakın diyebiliriz.

                                                                                                          Mert Yücetepe


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapabilmek için: "Yorumlama Biçimi" olarak "Anonim"i seçmeniz size kolaylık sağlayacaktır :) Kıymetli yorumlarınız bizler için değerlidir.