Kim ne derse desin dün İspanya’da oynanan maçta Real Madrid’in kazanma
şansı %99’du. Nitekim maç daha ilk çeyreğin sonunda koptu ve hafta içi Anadolu
Efes cephesinden yapılan açıklamaların bir balon olmadan öteye gitmedi. 86-66.
Anadolu Efes’teki form düşüklüğünü gözlemlemeniz için çok iyi bir basketbol
takipçisi olmanıza gerek yok. Az çok istatistiklere bakmayı bilen herkes
görebilir ki; ilk 8 maçta 7 galibiyet alan bu takım sonraki 6 maçta 2 galibiyet
4 mağlubiyet aldı ve her şeyden önce gruptan 3. çıkma sansını rakibi CSKA
Moskova’ya bıraktı. Eğer CSKA Moskova-Panathinaikos maçında PANA kazansaydı; Anadolu
Efes Olympiakos’la eşleşmek yerine Barcelona ile eşleşecekti ki zaten kafadan
elenecekti. Zaten bu son maçlar da 2010 Dünya Şampiyonası’nda Sırbistan'a karşı son pozisyonda
Kerem Tunçeri’nin basketiyle sonuçlanmasının dışında kaderimizi hep rakiplerimiz belirledi. Bu bizde bir hastalık adeta.
Maça dönersek, Anadolu Efes maça o kadar isteksiz başladı ki sanki buraya
takım olarak gelmemişler de oyuncular biletlerini kendi alıp ayrı ayrı gelip
maça çıkmış gibilerdi. Bunu zaten ilk üç hücumda hiçbir şekilde takım hücumu olmayışından
tamamen bireysel yetenekler üzerinde hücum etmemizden de anlayabiliriz. Hücum
da o kadar dağınık hareket ettik ki; rakibe istemenden de savunmamız oturmadan
yakalandık. Savunma oturmamışken hiçbir İspanyol takımına, Maccabi Tel Aviv’e
ve Montepaschi Siena’ya yakalanmayacaksınız. Tabii ki de sadece bu 3 takım
savunma oturmadığında ceza kesmiyor, Avrupa Liginde oynayan her takım az çok
ceza kesebiliyor ancak bu 3’ü affetmiyorlar. Real Madrid’in ilk çeyrekte
muazzam üçlük atması ve hızlı hücumlardan kolay sayılar bulması daha ilk
çeyrekte farkı 11 sayıya getirdi. Biz ise ilk çeyrekte sadece 2 assist
yapabildik bunlar da zaten Jordan Farmar’ın mükemmel pasıyla Jamont Gordon’un
turnikesi ve Shipp’in pasıyla Semih Erden’in turnikesinden ibaretti. Aslında
maçın özeti daha ilk çeyrekte belli oldu.
İkinci çeyrekte biz top kayıplarına devam ettik onlar ise üçlük atmaya.
Savunmayı tam oturtmaya başladık bu seferde hücumda ceza kesemedik;
beklediğimiz üçlük de bir türlü gelmeyince takım bir türlü motive olamadı ve
fark istemediğimiz boyutlar olan 17 sayıya geldi ilk yarı sonunda.
İkinci yarıda biraz toparlanır gibi olduk sonrasında basit hatalarımızla (top
kayıpları, faul hakkımızı erken doldurmamız ve sportmenlik dışı faul gibi
ögeler) Real Madrid’e kolay sayı şansı tanıdık ve onlarda bu zaafları çok iyi
değerlendirdiler. Öyle ki maçta en az 8-10 sayıyı biz ya sayı bulduktan ya da
anlamsız bir şuttan sonra hızlı gelen Real Madrid’li oyuncuların turnikesi
sonucu yedik. 0 çaba %100 hızlı hücum.
Maçta bir Euroleague maçı için çok fazla sayılabilecek 4 tane alley-oop
yedik ki bunların ikisi tadından yenmez. Özellikle Rudy Fernandes’in Savanovic’in
üzerinden vurduğu smaç enfesti. Diğeri ise Marcus Slaughter’ın Barac üzerinden
vurduğu idi. Buna bir paragraf ayırmazsam basketbolun güzelliklerine ayıp etmiş
olurdum.
Rudy Fernandes Savanovic'in Üzerinden.. |
Anadolu Efes, son 8 öncesinde kötü sinyaller veriyor. Vujacic hiç iyi
dönememiş sakatlıktan, hala form tutamadı. Bu sorun yerel ligde Sasha’ya daha
fazla süreler verilerek aşılabilir. Takım savunması Top 16’nın ilk kısmındaki
gibi değil, Jordan Farmar fazla bireysel oynamaya başlamış ve Semih’in
istikrarsızlığı tartışma konusu. Bu ögeler Olympiakos gibi kesinlikle
küçümsenemeyecek bir takım karşında çeyrek finalde canımızı fazlasıyla
yakabilir.
Mert Yücetepe
Karşılaşmanın İstatistikleri İçin:
http://www.euroleague.net/main/results/showgame?gamecode=226&seasoncode=E2012#!boxscore
http://www.euroleague.net/main/results/showgame?gamecode=226&seasoncode=E2012#!boxscore
Foto Kaynak:
http://www.euroleague.net/devotion/gallery/2012-13-season/i/111645/7546/top-16-game-14-real-madrid-vs-anadolu-efes
http://www.euroleague.net/devotion/gallery/2012-13-season/i/111645/7546/top-16-game-14-real-madrid-vs-anadolu-efes
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapabilmek için: "Yorumlama Biçimi" olarak "Anonim"i seçmeniz size kolaylık sağlayacaktır :) Kıymetli yorumlarınız bizler için değerlidir.