Cuma, Nisan 13, 2012

Örümcek Adam Gerçeği


                Euroleague’de bu ayın MVP’si Dimitris Diamantidis seçildi. Bunu basketbolu biraz takip eden biri çok net bir şekilde öngörebilirdi zaten. Çünkü bana göre bu ödül için iki aday tek ülkenin oyuncuları vardı; ya Dimitris Diamantidis olacaktı ya da Vassilis Spanoulis olacaktı. 

                Bu sene playofflarda aslında iki tane seri oynandı. Birisi Pana-Maccabi diğeri ise Olympiakos-Siena serileriydi. Zaten Olympiakos – Siena serisini kendi bakış açımla bir önceki yazımda değerlendirmiştim. Pana-Maccabi serisi cidden basketbol severlere inanılmaz anlar yaşattı ve nitekim daha iyi yedek oyuncu kalitesine sahip Panathinaikos saha avantajını da kullanarak seriyi geçmeyi bildi. Bu takıma kim kaptanlık, liderlik ediyor peki? Cevap belli: Mart ayının MVP’si ve beklide tüm Euroleague’de tüm zamanların en iyi guardlarından olan Dimitris Diamantidis. Bu en iyi guardlarındandır tanımlaması tabi ki de göreceli bir tanımlamadır ancak herhalde herkesin kabul edeceği bir şey var ise o da Avrupa’da son yıllardaki en iyi savunmacıdır. Zaten lakabı Örümcek adam olan Diamantidis boyuna göre uzun kolları ve inanılmaz derecede iyi olan basketbol bilgisiyle rakip takım guardlarının korkulu rüyası olmayı sürdürüyor.

                Maccabi serisine gelirsek ortalama[1] 32.26 dakika sahada kalıp 14,8 sayı atıp, ikilik yüzdesini %50 de tutup, üçlüğü %39 ile kullanıp, %82lik serbest atış isabetiyle ve 5,2 rebound 4,8 assist ortalamalarıyla oynadı. Peki, bunlar bir oyuncuyu vazgeçilmez yapar mı? İşte burada Dimitris Diamantidis’in istatistiklere yansımayan pek çok özelliği ortaya çıkıyor. Öncelikle inanılmaz savunmacı takımını savunmaya yerleştiriyor ve ilk bölgede tuttuğu adama öyle bir baskı yapıyor ki rakım arkadaşları da onu görüp kendilerini bir kat daha yukarı çekmeye çalışıyorlar savunmada. Boşuna Örümcek Adam denmiyor hatta daha da güzeli 3-D(Dimitris Diamantidis Defence) lakabı. Ayrıca tüm Yunan guardlarında olduğu gibi pick’n roll uzmanı ve kendisinden beklenmeyecek şekilde iyi bir penetreci. Ne yapıp ne edip 2 uzun arasından topu ya potaya gönderiyor ya da 3lükte pozisyon almış arkadaşına pas atıyor. Zaten iki opsiyondan hangisini seçerse seçsin %70 hücum basket ile sonuçlanıyor.

                Son dakikalarda büyük oyuncu ile basketbolcu arasındaki fark çok net şekilde görülebilir. Çünkü bu dakikalarda sorumluluk alabilmek önemli olduğu kadar aldığı sorumluluğu yerine getirebilmek çok daha önemlidir. Sonuçta cesur veya yarım akıllı bir oyuncu da son dakikalarda topu potaya atabilir ama önemli olan o şutun girip girmemesidir. Dimitris Diamantidis son dakikalarda oyuna öyle bir hükmediyor ki takım arkadaşları sadece kendi oyunlarını sahaya yansıtmaları halinde Pana rakiplerinin önünde kolaylıkla yer alabiliyor. 5 maçlık bu seride son maçtaki istatistiklerine bakarsak: 25sayı 6rebound 3 assist ama en önemlisi 34 verimlilik puanıyla  - ki bu seride ulaştığı en yüksek verimlilik puanı ve ne tesadüftür ki serinin en önemli maçında “kazan ya da evine dön” maçında elde etti- mücadele etti. Sadece bu bile onun takımı adına ne kadar önemli olduğunu göstermeye yetiyor aslında. Seri boyunca hiç geri adım atmadı ve hep kritik anlarda top onun elindeydi nitekim 3. maçta son top Nick Calathes yerine onda olsaydı belki 5 maça uzamayacaktı bu seri.

                Biz de basketbol oynarken koçlarımız hep konuşarak oynayın derlerdi. O zamanlar bu çok garip geliyordu sanki konuşursak rakip takım ne yapacağımızı anlayacak sanıyorduk ancak konuşmayınca kendi takım arkadaşınla da anlaşamayacağımızı görünce hep konuşarak oynamaya başladık ve nitekim daha verimli ve etkili bir takım olmuştuk. Dimitris Diamantidis’e bakarsanız saha da hiç susmuyor. Susarsa da hep el kol hareketleriyle takım arkadaşlarının doğru pozisyona gitmelerini sağlıyor. Bunu bazen abartıp hatta her zaman abartıp hakemleri de etki altına almayı çok iyi biliyor. Neredeyse her temasta mimiklerini kullanıp hakemleri de aldatıyor. Bu bana göre onun en kötü huyu çünkü böyle olunca çok yapmacık oluyor ve neredeyse kaba tabirle her pozisyonda ağlıyor. Ama bu özelliği onu kötü oyuncu yapmıyor aksine daha fazla serbest atış çizgisine gitmesini sağlıyor. Zaten Yunan ve İspanyol oyuncuların çok sık başvurduğu bir silah her pozisyonda ağlamak.

                Evet, örümcek adam mart ayının en değerli oyuncusu(MVP) seçildi ve bunu sonuna kadar hak etti. Ama asıl önemli olan artık final 4 da ne yapacakları çünkü artık Maccabi’den daha dişli bir takım ile hatta favori ile oynayacaklar ve bana göre CSKA Moskova’yı eleyebilecek tek takım Panathinaikos’tur. Barcelona’ya bu konuda hiç şans tanımıyorum.
                                                                                                                                mertmelo

1)Euroleague Resmi Sitesi:
 http://www.euroleague.net/competition/players/showplayer?pcode=JKO
               

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapabilmek için: "Yorumlama Biçimi" olarak "Anonim"i seçmeniz size kolaylık sağlayacaktır :) Kıymetli yorumlarınız bizler için değerlidir.