Perşembe, Ağustos 09, 2012

Potanın Perileri: Mücadele Azmi vs Tecrübe Eksikliği

Hepimizin bildiği gibi 2012 Londra Olimpiyatlarında kadın milli takımlarımız Türkiye’yi temsil ediyorlar-dı. Erkek milli takım başarısız olmuştu ve buraya gelmesi sürpriz de olurdu. Ancak yükselen başarı grafikleriyle elemelerden gelip Londra’ya gitmeyi başaran Potanın Perileri herkes ümit veriyordu.
Takıma baktığınız zaman aslında neredeyse hepsi takım arkadaşı. Galatasaray ve Fenerbahçe takımlarının ağırlıklı olarak oluşturduğu milli takım mükemmel bir uyuma sahip. Bu takımda 4 isim var ki gerçekten çok ama çok iyiler. Işıl Alben, Birsel Vardalı, Nevriye Yılmaz, Şaziye İvegin.
Işıl Alben savunmada adeta bir tilki. Bütün topları mükemmel takip ediyor ve yarı sahayı geçerken genelde o kurnazca hamlesini yaparak top çalmayı başarıyor. Nevriye Yılmaz zaten çok değerli bir basketbolcu. Fiziği gayet iyi ve orta mesafe şutu da var. Ayrıca bir uzun göre iyi de bir serbest atıcı. Ancak zaman zaman sinirine yenilip ettiği küfürler televizyonda izleyen sporseverlerin kulağına kadar geliyor. Birileri bu konuda onu mutlaka uyarmalı. Şaziye İvegin kadın basketbolumuzun en önemli şutörlerinden. Gerçekten Nba tabiriyle “pure shooter” . Şut mekanizması gayet yerinde ve ciddi bir tehtid.
Ama bana göre bir oyuncu var ki o bu takımı bambaşka bir seviyeye çıkarıyor. Birsel Vardalı. İnanılmaz bir fundementala sahip bir kere. Drippling yeteneğine söylenecek laf yok. Müthiş bir oyun zekâsına sahip. Aslında bayan Kerem Tunçeri de diyebiliriz. Yorulmak nedir bilmiyor ve oyunun her iki yönünü de etkili bir biçimde oynayabiliyor. WNBA yöneticilerinin dikkatini çekmiştir ancak artık Amerika’ya yolcu olmaması için hiçbir sebep yok.
Takım geneline bakarsak eğer söyleyebileceğimiz şey mücadele, hırs, azim ve çalışma disiplini olur. Bu takım o kadar çok koşuyor, o kadar mücadele ediyor ki bir an bile “koşsanıza be!” diyemiyorsunuz. Ben bu mücadeleyi erkek milli takımımızda göremiyorum. Daha doğrusu sadece kendi evimizde oynadığımız maçlarda görebiliyorum. Ama kadın takımı artık o evreleri aşmış. Bir kimyası, oyun düzeni var bu takımın. Deplasman, ülke, hava, taraftarlar etkilemiyor bu takımı. Bunda 2-3 yıldır değişmeyen çekirdek kadronun çok büyük etkisi var tabiî ki de.
Bu takım aslında yeni yeni bu başarılara ulaşıyor. Daha önce zaten olimpiyat görmedik ama dünya ve Avrupa şampiyonlarında da iyi işler çıkardığımız söylenemezdi. İşte bütün bunların hepsini kırdı bu takım. Ama tecrübe 1-2 yılda kazanılmıyor. Son dakikaları çok oynamanız, çok çalışmanız ve belli bir sistematiğinizin olması lazım. Rusya maçında buna tanık olduk zaten. Son molada koç “1 faul hakkımız var gerekirse kullanın; ama basket faul yaptırmayın. 1 ribaund alırsak maç bizim haydi kızlar,haydi!!!” dedi. Ne oldu sonra? ==> doğru tahmin, basket faul oldu. Sonra da maç bitti, gitti.
Aslında maçı oraya kadar getirmiştik hiç yenemediğimiz, fizik olarak eşleşmemizin bile BÜYÜK problemlere yol açtığı Rusya’yı yenebilirdik. İşte ufacık bir hata buna engel oldu ki maçta daha çok mücadele eden taraf da bizdik. Sağlık olsun ama ondan da önce tecrübe olsun.
Buraya kadar bizi mükemmel temsil ettiler. Atatürk’ün Türk kadınlarına verdiği önemi hepimiz biliriz. İşte onlarda Atatürk’ün çocukları oldukları için ve hem O’nu, hem de bizi utandırmadıkları için sonsuz teşekkürler. Daha çok turnuvalarda bize bu duyguları yaşatmanız dileğiyle…
                                                                                                         Mert Yücetepe

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapabilmek için: "Yorumlama Biçimi" olarak "Anonim"i seçmeniz size kolaylık sağlayacaktır :) Kıymetli yorumlarınız bizler için değerlidir.