Bu sene
Avrupa Ligi’nde Anadolu Efes -Fenerbahçe Ülker ile birlikte- basketbol
severlere büyük hayal kırıklığı yaşattı. Buradaki en büyük sebep çok büyük bir
mali yatırım yapılmış ve alınan sonuç bunu karşılamamış olması değil Final 4’un
Türkiye’de olmasından kaynaklıydı.
Şunu
belirtmek gerek, sezon içinde yaşanan sakatlıklar Anadolu Efes’i tabi ki de sarstı
ve içinden çıkılmaz bir duruma itti ama bunun öncesinde -sezon öncesinde- sezon
başı transferlerin büyük etkisi var. Avrupa Şampiyonası’nda Makedonya Milli
Takımı ile harikalar yaratan ve belki de 2 gömlek üstü performans sergileyen Vlado Ilievski Anadolu
Efes’te resmen bir gölgeden öteye geçemedi. Kerem
Tunçeri’nin oyunda olmadığı zamanlarda takımı yönetme sorumluluğunda eksik kaldı.
Kendisinden bekleneni bir türlü sahaya yansıtamadı. Sonuç olarak Kerem Tunçeri’nin oyunda olmadığı
zamanlarda Anadolu Efes hücum organizasyonları vasatı geçemedi.
Stanco Barac.
Bu ismi sezon başında transfer edince Anadolu Efes çok heyecanlanmıştım. 2.17’lik
boyuyla boyalı alanı kapatacak, kısalara geçit vermeyecek ve ribaund sorununu
çözecek zannetmiştim. Çok yanılmışım. 2.17’lik bir adam 2.05’lik 4 ve 5
numaralar arasında sıkışmış kendine yer edinememiş bir türlü ne oynayacağını bilememiş
“uzunları” bile itemiyor. Potaya sürükleyemiyor. Bunda potadan çok uzakta top
almasının da payı çok fazla ancak her ne olursa olsun arada yaklaşık 10-12 cm
boy farkı ve 10-15 kg ağırlık farkı varken iteceksin. Sadece Kerem Tunçeri ile
oynanan yüksek posttaki pick’n roll sonrası şutu ile etkili olabildi bu sene.
Ufuk Sarıca
Türk basketbolunda çok önemli isim, başarılarını yazmaya kalksak buraya sığmaz
ancak gördük ki henüz büyük bir takımın baş antrenörlüğünü kaldıracak seviyede
değil. Bir kere hücum seti neredeyse yok. Savunmada ise anlamsız
sıkıştırmalarla adeta lise basketbolu oynatarak top kapmaya çalışan bir takım
vardı sahada. Oyuncularından neredeyse hiç verim almadığı gibi bir sistemde
oluşturamadı. Bu yıl fırsat ayağımıza gelmişken Anadolu Efes’in koç tercihini
de sorgulamak gerekir. Daha kariyerli ve başarılara imza atmış biriyle çalışılamaz
mıydı?
Takımda
resmen her pozisyonda sıkıntı yaşandı ancak en büyük sorun 4 numarada vardı.
Sezon başında Kerem Gönlüm’ün yaşadığı
talihsiz diz sakatlığı sonrasında Savanoviç’in
yanına bir takviye lazımdı. Ersan
İlyasova Nba’deki lokavttan yararlanarak takıma kazandırıldı ancak yarı
sezonda lokavtın bitmesi nedeniyle Amerika’ya uçtu. Böyle olunca Savanoviç yalnız kaldı. Bir takım bunu
nasıl düşünemez anlamak imkânsız. Ayrıca Anadolu Efes acilen ciddi manada skor
yapabilen bir şutöre ya da forvete ihtiyacı var. 2 ve 3 numaralardan katkı hiç gelmiyor,
gelemiyor. Zaten Sinan Güler ve Tarence Kinsey gibi savunmacı oyuncuların
varken ciddi manada bitirici bir şutör veya kısa forvet alınabilirdi.
Ayrıca bir
kez daha gördük ki taraftar desteği böyle organizasyonlarda inanılmaz itici güç
sağlıyor. Efes’in bu konudaki gelişimi cidden takdire şayan ancak maalesef yeterli
değil. Hiçbir zaman bir futbol kulübünün taraftarı gibi taraftarları
olamayacak.
Buraya daha
pek çok şey yazmak mümkün ancak, Anadolu Efes’te herkes şapkasını önüne koyup
ciddi manada, bahanelerin arkasına saklanmadan bütün bu olan bitenleri
sorgulamalı. Bu kadar bütçeye alınan bu sonuç hiç ama hiç yakışmıyor.
mertmelo
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapabilmek için: "Yorumlama Biçimi" olarak "Anonim"i seçmeniz size kolaylık sağlayacaktır :) Kıymetli yorumlarınız bizler için değerlidir.