Nba yönetimi Miami Heat’in
süperstarı Lebron James’in 2012-2013 sezonunun en değerli oyuncusu (Most
Valuable Player) olduğunu açıkladı. Aslında açıklamasına çok fazla ihtiyaç
duyulmadı zira Lebron James ve Miami Heat öyle sezon geçirdiler ki başka kim
olacaktı ki soruları sormak abes kaçar.
İlk olarak MVP olabilmek için neler yapmanız gerekli, neye ihtiyaç
duyuyorsunuz bunları kısaca anlatmaya çalışacağım.
1) Her şeyden önce takımınız ligin elit takımlarından biri olmalı. Ligin
elit takımları da o sezon sonunda ligi ilk 4 sırada tamamlayan ve olağanüstü
bir çıkış, ivme veya değişim gösteren takımlar olarak göze çarpıyor. Tabi ki de
bu olmazsa olmaz bir kural değil zaten böyle olsa ilk 4te yeri olmayan New York
Knicks’in yıldızı Carmelo Anthony’nin mvp yarışında adı bile geçmemeli. Carmelo
bu sıralamaya işte “olağanüstü bir çıkış, ivme veya değişim gösteren takımlar” kontenjanından
katıldı. Burada anlatmak istediğim ilk
olarak bakılan oyuncudan ziyade takımının performansı ve konumu.
2) Oyuncunun takımı içindeki konumu,
liderliği, alınan galibiyetlerdeki rolü ve o olmadığında oluşan boşluğun
büyüklüğünü ikinci sıraya koyabiliriz. İşte burada da Kobe Bryant, Kevin
Durant, Chris Paul ve Carmelo Anthony gibi isimleri biraz daha parlatıyor.
Örneğin, düz mantıkla Miami Heat’te Lebron oynamazsa “boşver abi orda Wade ile Bosh
var ya” diyebilir birçok insan. Ama bu saydığım 4 oyuncunun takımlarına
bakarsak, bu oyuncular dışarıda kaldığında ciddi güç kayıpları oluşuyor.
Böylelikle, tek superstarlı veya daha mütevazi takımların iyi oyuncuları biraz
daha parlama şansı buluyorlar.
3) İstatistikler. Belki de kararın verilmesinde en büyük etken ve yardımcı
bu rakamların anlamları oluyor. Sayı krallığında nerede, kaç ribaund alıyor, kaç
asist yapıyor, o sahada olmadığında takımının güç dengesi ne kadar eksiye
kayıyor ve en önemlisi belki de verimlilik indeksi ne? Evet, çok sayı atıp,
ribaund alıp, asist yapabilirsiniz ama ne kadar verimli yaptığınız çok ama çok
önemli. İşte bu konuda bir adam, bir özel insan çok büyük fark atıyor. O da
zaten bu senin ve toplamda 4 yılın MVP’si Lebron James. İleriki paragraflarda
bu sihirli rakamlara değineceğim dostlar.
4) Takımın ve oyuncunun ligde yarattığı hava. Mesela, galibiyet serileri,
arka arkaya atılan 40+ sayılar, düşman sayılan veya daha kibar ve modern dille “ezeli
rekabet” ettiğiniz takımlara karşı alınan galibiyetler, geçen sene playofflarda
eşleştiğiniz takımlara karşı sağlanan üstünlükler Nba medyasında çok geniş yer
tuttuğu için doğal olarak eğer siz bu takımların birinin yıldızı iseniz MVP
sıralamasında bir anda önlere fırlayabiliyorsunuz. Tıpkı son ayda Carmelo’nun
sayı krallığına ulaşırken ki inanılmaz skor performansı ve takımının yakaladığı
galibiyet serisi gibi. Sırf bu dönemde Carmelo MVP sıralamasında 1. sıraya kadar
yükseldi.
5) Büyüklük. Evet, sadece büyüklük. İnsanlara, medyaya, taraftarlara ve
basketbolla alakası olmayan insanlara verdiğiniz güven duygusu. Karizma da
diyebiliriz buna. Eğer bir oyuncunun hakkında “olsun abi o takımda X var, asla
kolay lokma değil, ne yapacağı belli olmaz” deniyorsa zaten MVP adayıdır. Başka
bir örnek vermek gerekirse, MVP yarışında 1. Lebron, 2. Durant, 3. Anthony oldu
ancak şu anki playoff eşleşmelerine bakarsak insanlar OKC ve MIA için turu
geçer diye direk söyleyebiliyorlar ancak NYK için bu denemiyor. Çok sağlıklı
bir karşılaştırma olmasa da (takımların güç dengeleri ve eşleştikleri rakipler
farklı olduğu için) yine de büyüklük ve güven kavramları hakkında gerekli
açıklamayı veriyor.
MVP |
Şimdi bu senenin MVP’sine gelirsek, zaten bu adamdan başka kim alacaktı ki
deriz sadece. Takımı ligi domine etmiş, lig tarihinin en uzun galibiyet
serisine ulaşmış (27 maç); kendisi ligi verimlilik ve etki indekslerinde
zirvede tamamlamış, arka arakaya 6 maçta %60 şut yüzdesiyle 30+ sayı üreten lig
tarihindeki tek oyuncu olmuş bu adamdan başka kim alacaktı bu ödülü? 26.8 sayı,
8 ribaund, 7.3 asist ortalamaları yakalamış (ayrıca bu üç istatistikte de
takımının lideri olmuş), %22.1 ile takımına ve sahaya etki etmiş, %60,3
verimlilik indeksi yakalamış bu adam gerçekten de bu ödülü fazlasıyla hak etti.
Öyle bir sezon geçirdi ki geriye tek bir şey kaldı: Şampiyonluk. Zaten şu anda
büyük bir aksilik olmazsa da şampiyon olacaklar.
Aslında Lebron olmasaydı bu ödülü hak eden tek bir isim vardı o da Kevin
Durant’ti. Ancak, Miami öyle bir sezon geçirdi ki maalesef Oklahoma’yı gölgede
bıraktılar. Yoksa istatistiksel olarak bakıldığında Durant’in Lebron’dan pekte
aşağı kalır bir performans sergilemediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Sıralamayı 3. sırada bitiren Carmelo Anthony için ise tek söylenecek şey,
New York Knicks’in beklenen ve tahmin edilenden daha iyi bir sezon geçirmesi,
onun sayı krallığını elde etmesi ve sezonun ilk bölümünde savunmada yaparak
artık gerçek bir lider oldum imajını yaratması bu sıralamaya girmesinde ona çok
büyük kolaylık sağladı. Ama bir Melo hayranı olarak şunu söylüyorum ki MVP
olsaydı tarihin en büyük şakası olurdu. Daha birkaç sezon var önünde bu iş
için. Kendisini playofflarda da kanıtlaması gerekiyor ayrıca.
Mert Yücetepe