Perşembe, Şubat 28, 2013

60 Olacak Mı?


Maçtan önce -yazımı yazmadan önce- başlığım belliydi aslında. Son anda Serhat Çetin’in kadrodan çıkarılmasıyla (mide zehirlenmesi) da kesinleştirdim bu başlığı kullanmayı. 60 sihirli bir sayı Beşiktaş için özellikle Avrupa mecrasında.

Belli bir düzen, kalıp içinde set hücumu yapamıyor Beşiktaş. Olympiakos maçına bakmamak gerek sadece. Öyle ki ligde de bu böyle. Resmen bir set hücumu yok. Curtis Jerrells’ın gidişiyle belki takım daha iyi top paylaşıyor, top daha fazla dönüyor, savunma belki bir kat daha sertlik kazandı; ancak bunların hiç biri somut olarak skora yansımıyor. 60 sayıları zor buluyor Beşiktaş. Çeyrek başına 15 sayıya denk gelir, 10 dakika bir çeyrek olduğuna göre, dakika başına 1,5 sayı gibi mantığa sığmayan bir potansiyelle oynuyorlar.

Beşiktaş kazandığı bütün maçlarda üçlük yüzdesi hep yanındaydı. Olympiakos maçında 3/14 ile %21de kaldı siyah-beyazlılar. Dışarıdan neredeyse tehdit oluşturabilecek oyuncumuz yok. Serhat Çetin ve D. Ewing dışında güvenebileceğimiz bir dış sayı tehdidi yok. Böyle olunca da maç içersinde rakip takım gömüldükçe gömülüyor, içeriden de sayı şansını azaltıyor. Hücum dağılınca, savunmada da yelkenler suya iniyor ve kolay sayı yemeye başlıyoruz. Kelebek etkisi.

Erman Kunter
Erman Kunter’le Samet Aybaba aslında aynı kaderi paylaşıyorlar “feda” senesinde. İkisininde yedek kulübesinden getirebileceği iyi bir isim yok. Basket takımının benchi inanılmaz sınırlı; bununla beraber pozisyon zenginliğimizde yok. Vidmar dışında 5 numaramız yok (Cemal Nalga’yı saymıyorum), Serhat Çetin dışında 3 numaramız yok. Patrick Christopher sezonun balonu çıktı kimsenin haberi yok. Süre almayan oyuncu çok. Barış Hersek neden bu kadar az kullanılıyor anlamak mümkün değil… Aslında çok fazla neden var ama hangi birini buraya yazacağız. Sakatlıklar en büyük etkenlerden bir tanesi mesela.

P. Christopher Üçlük Denerken...
      Sezon başında belki bütçeden dolayı –ki çok büyük ihtimalle öyledir- çok yanlış transferler yapılmış. Türk oyuncu kalitesi en kötü takım Beşiktaş, Anadolu Efes’in, Fenerbahçe Ülker’in, Galatasaray Medical Park’ın ve bana göre Banvit’in de arkasında bu konuda. Muratcan Güler ve Tutku Açık'tan hücumda sayı beklemek ne kadar mantıklı bilemiyorum. Evet, Tutku Açık bu ülkenin en iyi ikili oyun oynayan oyun kurucusu ama bir o kadar da en istikrarsız dış sayı tehdidi. Tehdid demek ne kadar doğru o da tartışılır. Muratcan Güler ise çok sınırlı. Mücadelesine kimse bir şey diyemez ancak en yakın rakibi 5m uzaktayken bile şuta kalkmıyor, kalksa bile güvenmiyor/güven vermiyor. Can Akın sakatlıktan döndü ama eski Can Akın’la arasında dağlar kadar fark var. Bir takımın oyun kurucuları bu haldeyken bu takımı suçlamak yersiz zaten. Ama kimse bu üç oyuncuya da sahada elinden geleni yapmıyor, mücadele etmiyor, koşmuyor diyemez.

Can Akın Oyun Kurarken...
       Beşiktaş, misyonunu tamamladı artık sadece tecrübe kazanmaya bakıyor. Bu bütçeyle buralara kadar gelmek de güzel. Sonuçta Avrupa’nın en iyi 16 takımından bir tanesi Siyah Beyazlılar. Bundan sonra sadece maçlara çıkıp 40 dakikayı eritmekten öteye gidemez bu kadro. Lig içinde çok fazla bir şey söylenemez. Playofflarda seyircinin itici gücüyle bir yerlere gelebilirse gelebilir bu takım ancak hiç umudum yok. 

Dikkat ederseniz, ilk defa rakipten hiç bahsetmedim. Beşiktaş bu haldeyken rakipten pek bahsetmeye gerek yok çünkü basketbolun doğrularını az biraz uygulayan her takım şu an Beşiktaş’ı devirebilecek şansa ve olanağa sahiptir.

                                                                                                           Mert Yücetepe




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapabilmek için: "Yorumlama Biçimi" olarak "Anonim"i seçmeniz size kolaylık sağlayacaktır :) Kıymetli yorumlarınız bizler için değerlidir.