Cumartesi, Mayıs 12, 2012

OLYMPIAKOS – BARCELONA


Bu maç başlamadan önce arkadaşıma Barcelona gerçekten çok iyi bir savunma takımı, Olympiakos’un işi gerçekten çok zor demiştim. Gönlümden ise Olympiakos’un kazanması geçiyordu. Bu raya kadar sürpriz bir şekilde geldiler, evet, ama kesinlikle şansına gelmediler. O kadar iyi bir takım oldular ki bu sene beklide Beşiktaş Milangaz ile Olympiakos kadar takım olabilmeyi başarabilen bir başka kulüp yok.

Maça Olympiakos 8-0’lık bir seri ile başladı ve Barcelona’nın ilk basketi 4.dk sonrasında bulabildi. Bu maçı aslından öyle çok fazla irdelemeye gerek yok. Ivkovic Barcelona’yı çözmüş ve maçın başında yakaladığı o 8 sayılık farkı biraz da Barcelona’yı uyutarak maç sonuna kadar kendine avantaj haline dönüştürmeyi bildi.

Takımınızda Spanoulis gibi bir süper yıldızınız varsa, maç içinde sorumluluğu doğru zamanda alıyorsa, yaptığı ekstra atışlar bile bir düzen içinde oluyorsa gerçekten çok şanslısınız demektir. Bu seviyede maç kazanmak için şans gerekli evet ama mücadele etmezse o şans gelip seni bulmuyor. Olympiakos neredeyse her pozisyonda fiziksel teması kurdu. Her pozisyonda bir itiş-kakış mücadelesine girdi rakip takımla. Öyle-böyle derken son periyoda kadar da maçı sürüklemeyi bildi. Spanoulis karşında yavaş uzun bulursa kesinlikle çembere gidiyor ya müthiş sol turnikelerinden bırakıyor ya da geri ye çekilerek şutunu kullanıyor. Bu kadar hızlı stop-jump shoot atan bir başka oyuncu –bence- Avrupa’da yok. Bu onun imza hareketi. Karşısındaki uzun nispeten hızlı ise bu sefer drive edip kendi uzununa ve genellikle Dorsey veya Printezis oluyor bu uzun. Dorsey topu smaçlarken Printezis ya turnike bırakıyor ya da 3lüğü gönderiyor. Aslında dün X-factor olarak sayabileceğimiz bir izim Printezis.

Evet, gelelim Huertas’ın skor 66-64 Olympiakos lehine iken bomboş attığı daha doğrusu kaçırdığı üçlüğe. Ben böyle bir şey görmedim. Tamam, boşsun o şutu atabilirsin ancak takımda Avrupa’nın en iyi şutörlerinden, Navarro varken sana mı düşer o topu kullanmak? Kaldı ki şut böyle dibine çarpar, sağa sola çarpar ve ya turlar çıkar anlarım. Bariz bir şekilde kısa kalıp sağa kaçtı o şut. Barcelona koçu Pascual’ın bu takım üzerinde hiç ama hiç etkisi yok. Kurulu bir düzen var oyuncular oynuyor o da sadece rotasyonu ayarlıyor. Başka hiç bir şey yapamıyor. Huertas Brezilya milli takımında oynadığı performansın yarısını Barcelona’da gösterebilse zaten şu an bunları konuşuyor olmazdık. Bana kalırsa Avrupa’nın iyi guardlarından sayılıyor ama kesinlikle Final 4 seviyesinde değil. Bunu göstermiş oldu. Anadolu Efes, Fenerbahçe Ülker, Milano vb Top 16 takımları için bulunmaz bir guard bile olabilir ancak Final 4 seviyesinde değil. Bunu yazmam da tabi ki de o 3lüğü kaçırması etken ama maç içinde o kadar kötü tercih hataları yaptı ki zaten onları yapmasa o son 3lüğe bile gerek kalmayacaktı.

Final 4 eleme usulü ve tek maç üzerinden oynandığından daha fazla çaba sarf eden, sahada her yere koşan ve daha çok isteyen taraf Olympiakos böyle bir sistemde tek maçı kazanarak Barcelona’yı, favoriyi elemesini bildi. Ancak finalde işleri bu kadar kolay değil. Her pozisyonda en az 15cm kısa oldukları CSKA’ya karşı mücadele etmek de yeterli olmayacaktır. Bir basketbolsever olarak kupayı Olympiakos’un kaldırmasını çok ama çok isterim zaten buraya kadar gelerek çok büyük bir başarıya imza attılar ama 2012 şampiyonu olurlarsa Euroleague tarihine geçip, efsane olurlar.
                                                                                                                        Mert Yücetepe

Karşılaşmanın İstatistikleri için:
Euroleague Resmi Sitesi: http://www.euroleague.net/main/results/showgame?gamecode=186

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapabilmek için: "Yorumlama Biçimi" olarak "Anonim"i seçmeniz size kolaylık sağlayacaktır :) Kıymetli yorumlarınız bizler için değerlidir.