Aslında
Beşiktaş Milangaz(4) ve Fenerbahçe Ülker(5) arasındaki serinin özetidir attığım
başlık. Bir tarafta sezon boyunca dar rotasyonuna rağmen müthiş bir birlik ve
beraberlikle oynayan mücadeleci bir takım varken; diğer tarafta sezon boyunca
bireysel çabalarla bir yerlere gelmeye çalışmış ve her yenilgide bir günah
keçisi aramış bir takım.
Takım
sporlarında adında adından da anlaşılacağı gibi takım olabilmek son derece
önemli. Parçaları yerine düzgün oturtmak ve bunu bir sistem halinde
işleyebilmek son derece zor bir süreçtir. Ancak doğru yapıyı kurabilirseniz
sırtınız kolay kolay yere gelmez. Beşiktaş Milangaz bu sene iki kupa aldı ve
son derece hak ederek aldı bu kupaları. Yerli rotasyonu 2-3 kişiye kadar inmiş
bir takımdan bahsediyoruz hatta 95 doğumlu Kartal
Özmızrak böylesi bir mücadelede süre alıp katkı da verdi. Bunu tek bir
şekilde açıklayabiliriz ki o da takım olabilmektir, herkes aynı sorumluluk
bilinciyle hareket edip birbirinin kuyusunu kazmak yerine açığını kapamaya çalışmıştır.
İlk
maçta mucize gerçekleşti Beşiktaş Milangaz 7 sayılık farktan geri döndü. Burada
son topta faul yapmayı bile beceremeyen Fenerbahçe Ülker’in yardımı da büyüktü
ancak maç o noktaya gelmesine rağmen pes etmedi siyah beyazlılar ve sezona
yayılmış karakterlerini sahaya yansıttılar.
İkinci
ve serinin son maçı ise Fenerbahçe Ülker için aslında kazanmak zorunda
oldukları bir maçtı ve ilk yarıda kurdukları baskıyla iyi işlerde yaptılar
ancak ne olduysa ikinci yarıda oldu ve birden bu baskıdan vazgeçtiler. Sonuçta Beşiktaş
Milangaz burada yenilsek bile kendi evimizde bir maç daha şansımız var
düşüncesiyle oynuyordu ve baskı Fenerbahçe Ülker’in üstündeydi. Bogdanovic dışında direnen bir oyuncu
bile sahada yoktu böyle olunca da Beşiktaş Milangaz beklemediği kadar rahat
kazandı.
Maç
boyunca “doping yapsana, doping yapsana Ergin Ataman doping yapsana” diye
bağıran gerçek basketbolsever olmayanlar daha maç bitmeden çıkmış ve gerçek
basketbol taraftarları Beşiktaş Milangaz’ı galibiyetlerinden dolayı alkışladılar.
Bu görüntüler Avrupa için çok normal iken bizim ülkemizde takdir konusu bu da
ülkemizdeki vahim durumu gösteriyor ancak ne olursa olusun bu tarz
centilmenlikleri basketbol sahalarında daha çok görmemiz lazım.
Fenerbahçe
Ülker sezon boyunca sakatlıklardan dolayı bir türlü istedikleri ve bizimde
alışkın olduğumuz takım gibi yonama sinerjilerini bir türlü oluşturamadılar.
Hep çırpındılar ancak çırpındıkça battılar. Son 5 senede 4 şampiyonluk kazanan
bir takımdan bahsediyoruz. O bütçeye hiçbir mazeretleri de yok aslında ama
takım olabilme ne bütçeye ne de geçmiş başarılara bakar. Aslında sarı
lacivertliler için böylesi bir elenme daha iyi bir yapılanma için düşünme
sürecini de beraberinde getirebilir. Sonuçta Euroleague Final 4 ülkemizde
düzenleniyor ve yine dörtlü finalde bir Türk ekibi yok. Hâlbuki hatırlayın 1
sezon öncesini Fenerbahçe Ülker öyle işler başarmış ki seneye (bu sene için)
kesin Final 4 deniyordu. Takımın içinde bulunduğu duruma bir de şimdi bakın.
Kenarda yardımcı koçluk görevini üstlenen Ertuğrul Erdoğan gibi tecrübeli bir
isim bence bu takımda daha fazla şansı hak ediyor. Tanjevic’in sağlık sorunları
nedeniyle takımı devrettiği bu isim o sene bu takımı şampiyon yapmıştı.
Basketbolda
takım olmayı başarabilmiş kulüplerin neler yapabildikleri ortada ve bunun beklide
en güzel 2 örneği iki kupa kazanmış Beşiktaş Milangaz ile kendilerine top 16
şansı bile tanınmazken Final 4 yapan Olympiakos’tur. Sponsorlar, taraftar
desteği, iyi bir koç evet çok önemli ancak her şeyin başı iyi bir takım
kimyasına sahip olabilmekte. Çünkü o zaman sahada 5 basketbolcu yerine 1 takım
izleyebiliyorsunuz.
Mert
Yücetepe
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapabilmek için: "Yorumlama Biçimi" olarak "Anonim"i seçmeniz size kolaylık sağlayacaktır :) Kıymetli yorumlarınız bizler için değerlidir.