Pazartesi, Mayıs 14, 2012

Olympiakos İstanbul’da Tarih Yazıp, Efsane Maçlar Arasındaki Yerini de Aldı


Maç başlamadan önce favori kimse sorarsanız sorun CSKA Moscow idi. Şahsen bende bu düşüncedeydim. Yürek, daha fazla istemek, mücadele etmek tabii ki de sonuç verir ama bu kadar kadro kalitesi açısından fark varken bu saydığım faktörlerinde yeterli olabileceğini düşünmüyordum. Yanılmışım.

Maç aslında çok enteresan bir maç oldu. CSKA ilk yarı da hiç zorlanmadan farkı buldu. Bunda kahraman olmaya giden Milos Teodosic’in de etkisi var. Öyle ki bir ara ikinci çeyrekte arka arkaya 3 tane üçlüğü Yunan ekibinin potasına gönderdi. Maç 25 gider moduna girmişti aslında ilk yarı ama herkesin kafasında aynı soru vardı: Devre arasında İvkovic ne yapıp bu takımı oyuna geri döndürecek? Kimse Olympiakos’tan pes etmesini beklemiyordu nitekim galibiyette beklenmiyordu. Maç sonu Richard Dorsey’in verdiği röportaja göre İvkovic:”Eğer eve gitmek istiyorsanız şimdi gidin. Ama sahaya çıkıp ikinci yarıyı oynayacaksanız bu maçı kazanacaksınız!” demiş. O anki durumu düşünemiyorum bile. Soyunma odasında herhalde kazanmayı hissetmeyen oyuncu yoktur.

3. çeyreğe de fırtına gibi başlamadı Olympiakos. Zaten ilk yarı boyunca atabildikleri sayı sadece 20 idi ve 34 sayı yemişlerdi. Bir ara top kayıpları sahadaki basket sayısından fazlaydı. Böyle bir maç oluyordu. Ta ki maçın 28dksı geri de kalana kadar. 28. Dakika sonunda Olympiakos tam tamına 19 sayı gerideydi. Bu sırada kurt koç İvkovic sahaya kimilerine göre saçma bir 5 denebilecek oyuncularla mücadele ediyordu. Hatta öyle ki Kostas Sloukas serbest atış çizgisinden 2de1 atana kadar sadece 3 kişi skor yapabilmişti Yunan ekibinde. Ne olduysa bu anlarda oldu arka arkaya 3 üçlük buldu Yunan ekibi. Sonrası ise ip söküğü gibi geldi. Ne attılarsa girdi ve savunmada herkes 2 kişilik oynayınca farkın erimesi kaçınılmaz oldu. 

Aslında Kirilenko’nun kenara gelmesiyle Olympiakos daha rahat top çevirmeye ve boş adam bulmaya başladı. Rus ekibi galibiyetten maç bitmeden emin olunca da sürprizle karşılaştılar. Burada nasıl İvkovic’in dehasından, oyuncularını inandırmasından bahsediyorsak Kazlauskas’ın da aciz kalmasını Milos Teodosic’e sözünü geçirememesini ve kime güveneceğini şaşırmasını da konuşmalıyız. Evet, Teodosic belki maçı buraya getirdi özellikle ilk yarı sahanının yıldızıydı ancak onun oyundan kopunca nasıl başına buyruk hareket edip takımına zarar verdiğini daha önceki birçok maçtan biliyoruz. Tamamen kendine oynadı ve takım arkadaşlarına büyük haksızlık etti. Maçı getirip hediye etti de diyebiliriz. Hatta bir ara kontrolü onun yerine Alexey Shved aldı ve bu bölümde CSKA da rahat bir nefes aldı. Bu sırada dikkatli basketbolseverlerin gözünden de kaçmamıştır Teodosic orta sahanın masa hakemlerine yakın olan bölümünde elleri belinde bekliyordu. Resmen bir siz 4 kişi oynayın, bir de ben tek başıma oynayayım diyordu. İşte bu bölümde Kazlauskas oyuna hiç ama hiç müdahale edemedi.

CSKA oyuna müdahale edemedikçe Olympiakos biraz daha oyunun içine girdi. Bütün sene boyunca ortaya koydukları kimliklerini belki en iyi şekilde bir kez daha saya koydular. Mücadele, hırs, yürek ve inanmak. Ayrıca dün iki oyuncudan bahsetmezsek haksızlık etmiş oluruz. Birincisi Kostas Papanikolaou aslında oyun tarzı bakımından Sinan Güler’e de benzetebiliriz ama Sinan Güler’den daha çok silahı var. Dün maçı o kadar çok istiyordu ki her şeyi yaptı. Dileyenler istatistiklerine de bakabilir ama ben onun oyunun durduğu anlarda arkadaşlarını motive etmesini, herkese bir şeyler söylemesine çok takıldım. Maçı resmen yaşıyordu, hissediyordu. Tuttuğu oyuncu ise Andrei Kirilenko’ydu yani namı değer normal sezon MVP’si Nba patentli Rusların altın çocuğu. Yunan basketbolu Kostas Papanikolaou’dan çok şey bekliyordu ve bence bu sene aldığı fazla sürenin de etkisiyle inanılmaz bir çıkış yakaladı. Sadece bomboş kaldığında üçlük atabilen bir oyuncudan inisiyatif kullanıp el üstü üçlük gönderebilen bir silaha dönüştü. Savunma atletik özellikleriyle zaten iyi işler yapabiliyordu ama daha da sertleşmişti ve hücumda artık rakibini geçip turnikeyi de bırakabilmeye başladı. İkinci oyuncu ise son basketi atıp maçı kazandıran Georgios Printezis olacak. Gerçekten çok istedi ve çok mücadele etti. Kendine özgü o tek eliyle atışlarında büyük isabet sağladı. Barcelona maçında oynadığı gibi çıktı sahaya işini yaptı. Hem arkadaşlarını rahatlattı bulduğu basketlerle hem de inanmalarını sağladı. Gerçekten bir yıldıza dönüştü o da. Şimdi bu iki oyuncuya özellikle değindim bizimde böyle yetenekli çok ismimiz var. Cenk Akyol, Sinan Güler, Furkan Aldemir vb. Bizden de bu oyuncular yetişiyor ama bir türlü bu seviyelere gelemiyorlar, neden? Bu konuları burada yazarsam Olympiakos’un zaferinin önüne geçecek o yüzden bir sonraki yazımda değerlendireceğim sadece düşünmenizi istediğimden burada değindim.

Son topa değinmek istiyorum. İvkovic’in amacı da buydu zaten tek sıkımlık kurşunu vardı ve bunu doğru anda doğru yerde kullanmalıydı. Spanoulis Yunan ekibinin lideri ve bu son topu kim atacak deseler kesinlikle o olur. İşte burada oyuncu zekâsı devreye giriyor o da zaten bunu bildiği için savunmayı üzerine çekip Printezis’e boş ve boş olduğu kadar da ona tek elle atış şansını verebilecek bir pozisyon yarattı. Sonuç ise 61-62.

Kupayı bana göre sonuna kadar hak ettiler. Bunu doyasıya kutlamakta hakları. Tüm basketbol dünyasına bir kez daha gösterdiler ki maçlar sahada kazanılır. Gerçekten müthiş anlar yaşatıp, çoğu basketbol severin tüylerini diken diken ettikleri için onlara buradan teşekkür ediyorum ve basketbolu neden bu kadar çok sevdiğimi bir kez daha bana hissettirdikleri için de gönlümdeki yerleri bir kat daha sağlamlaştı.

İstanbul’da 2005 Şampiyonlar Ligi’nde de buna benzer efsane bir finale ev sahipliği yaptı. Şimdi de Avrupa basketbolunun zirvesinde yine bir mucize gerçekleşip en iyi maçlar arasındaki yerini aldı bu finalde. İstanbul’un büyüsü bu olsa gerek…
                                                                                                            
                                                                                                                                        Mert Yücetepe

Karşılaşmanın İstatistikleri:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapabilmek için: "Yorumlama Biçimi" olarak "Anonim"i seçmeniz size kolaylık sağlayacaktır :) Kıymetli yorumlarınız bizler için değerlidir.